Yazının güncel yeri için...
http://www.kurgu-bilim.com/thor-the-dark-world/
İlk filmi 2011 yılında yayınlanmış olan Şimşek Tanrısı Thor’un
uzun süredir reklamı yapılan ikinci filmi Karanlık Dünya bu hafta vizyona
girdi. Film vaat ettiklerinin hepsini veriyor bana göre. Görsel zenginlik, bol
aksiyon, çok derin olmasa da fantastik bir hikaye ve 120 dakikalık eğlence.
Film, Marvel evreninden bir çizgi roman uyarlaması. Ben
çizgi romanıyla henüz tanışabildim. Kadıköy’ün en sevdiğim çizgi romancısı olan
Büyülü Dükkan yayıncılık hayatına başladı kısa bir süre önce ve Thor da ilk
yayınladıkları serilerden biri oldu.
İskandinav Mitolojisinin Odin’den sonra en önemli ve güçlü ikinci
tanrısı olan Thor’un, Marvel tarafından yapılan ilk filmini çok da harika
bulmuş olmasam da bana hitap edebileceğini düşünüp serinin ilk kitabını edindim. Maalesef umduğum gibi olmadı. Karakterler,
hikaye ve olay örgüsü bana çok yüzeysel ve basit geldi. İlk kitabı
tamamlayamayıp yarıda bıraktım. Devam etmeyi düşünmüyorum.
Çizgi romanı hakkındaki bilgisizliğim ve İskandinav Mitolojisine
olan ilgim nedeniyle, iki filmi de izlerken daha çok orjinal hikaye ile
kıyaslamalar yapmak durumunda kaldım.
İlk filmde, Odin’in(Anthony Hopkins) iki oğlu Thor (Chris
Hemsworth) ve Loki(Tom Hiddleston) ile tanışmıştık. Loki aslında Odin’in gerçek
oğlu değil, buz devlerinin oğluydu ve aralarında geçen savaş sonrasında Loki
daha bebekken yetim kalmıştı, Odin de ona acıyıp evlat edinmiş kendi oğlu gibi
yetiştirmişti eşi Frigga’yla beraber. Loki’nin Odin’e olmasa da Frigga’ya olan
sevgisine şahit olmuştuk. Loki’nin yaptığı düzenbazlıklar sonunda Odin, Thor’u
cezalandırarak, güçlerinden yoksun bırakıp dünyaya sürgün göndermişti. Thor’un
yokluğunu da fırsat bilen Loki düşman buz devleri ile anlaşıp Asgard’a
saldırmalarına yardım etmişti. Bu arada Thor’un dünyaya adaptasyonunu , Jane
Foster(Natalie Portman) ile yakınlaşmalarını izlemiştik. Filmin çoğu dünyada
geçmişti. 9 diyara dair hiçbir şey, Asgard’a dair çok az bir şey görmüştük,birazcık da Jotunheim yani devler dünyasına girmiştik. Bir başlangıç filmi olduğu için, tanışma
olarak kabul edip devamı gelirse belki daha iyi olur diye düşünmüştüm.
Bir taraftan filmi izlerken orjinal öyküden sapmalar da dikkatimi
çekmişti. Örneğin, Thor, Odin’in oğlu
değilken, Loki de evlat edinilmiş bir oğul değil. Loki, devlerle yapılan savaşta
kendi ırkına ihanet edip Odin’in tarafına geçmiş bir dev ve o sırada bebek de
değil J
Taraf değiştirmiş ve savaşın kazanılmasına yardım etmiş olsa da düzenbazlığı
nedeniyle tanrılar tarafından kendisine asla güvenilmiyor. Sonunda Odin’in en sevdiği oğullarından
biri olan Balder’in öldürülmesine ön ayak olduğu için cezalandırılıyor. Thor,
Odin’den sonra gelen en güçlü tanrılardan biri ve eşi filmde de yer alan Lady
Sif. Kızıl saçları, sakalları var , güçlü ve iyiliksever olmasına rağmen çok
kaba bir tanrı. Asıl yakışıklı ve çekici olan Odin’in oğlu Balder ama maalesef
kendisi pek güçlü değil. Filmde Balder’in yakışıklılığı ile Thor’un gücü
birleştirilmiş sanırım J
İkinci film, birinci filmden daha çok Thor’a has öğeler
içeriyor. Öncelikle birinci filmde hiç bahsedilmeyen dokuz diyardan bu filmde haberdar oluyoruz.
Thor ve arkadaşları 9 diyarda çıkan isyanları bastırmak ve barışı getirmek için savaşıyorlar. Bunun
dışında filmin çoğu Asgard’da geçiyor, daha küçük bir kısmı ise Londra’da. Kötü
kahramanımız bu sefer İskandinav Mitolojisinin kötülerinden bir kara elf,
Malekith. Amacı, daha önce evrene karanlığı getirmeye çalıştığında kendini
engelleyen Asgard sakinlerinden intikam almak ve bu sefer karanlık emelini
yerine getirebilmek.
Thor, Malekith ile savaşırken, bir önceki vukuatlarından
dolayı hapsedilmiş olan Loki’nin yardımını istiyor. Bu filmdeki Loki’nin,
mitolojide yer alan düzenbaz, yaramaz, hilekar Loki’ye daha çok benzediğini
itiraf etmeli.
İkinci filmde karakterler bir nebze daha oturmuş, öykü daha
sürükleyici ve olay örgüsü dünyadan çok Asgard’da ve yer yer diğer diyarlarda geçtiği
için görsel olarak daha etkileyici. Imdb’den aldığı 7,8’lik başarılı notun
nedeni bu özellikler olsa gerek. Ayrıca ilk filmde de bulunan esprili ve komik
sahnelerden bu filmde de bol bol bulunuyor.
ilk filmden itibaren Thor ve Jane Foster’ın aşkının bana bir
türlü geçemediğini, çok yapay ve zorlama geldiğini itiraf etmem gerek. Uyumlu
bir çift olmamalarının yanı sıra, yakınlaştıkları her sahnede filmin içindeki
kaybolmuşluğumdan çıkıp film izlediğimin ayırdına varıyorum.
Natalie Portman'ın rolü ilk filmdekine nazaran daha arttırılmış ve öykünün gidişatında kendisine önemli bir rol verilmiş. Ancak sergilediği bilim kadını rolü, yaptığı bilimsel açıklamalar, meraklı tavırları üzerinde gerçekçi durmuyor. Bunun yanında Malekith ile Frigga'nın dövüş sahnesinde Frigga'yı canlandıran Rene Russo'nun gayet başarılı olduğunu düşünüyorum. Filmdeki karakterli, cesur ve güçlü karakter Jane Foster'dan ziyade Frigga bana göre.
Sonuç olarak, Thor 120 dakika boyunca bizi gerçek hayattan
uzaklaştırsa ve eğlendirmiş olsa da kısa sürede etkisinden çıkılan ve akılda
kalmayacak olan bir film olduğunu düşünüyorum. Filmden çıkıp evimize dönüş
yolumuzda neden süper kahraman filmlerinin Batman – The Dark Knight serisinin
seviyesine bir türlü ulaşamadığı ve hepsinin onun yanında bu kadar yüzeysel
kaldığını tartışıyorduk.
Etiketler: fantastik kurgu film