Jules Verne - 2889

Yazının güncel yeri için...
http://www.kurgu-bilim.com/jules-verne-2889/

İlk olarak 1889 yılında yayınlanan bu kısa hikayenin aslında Jules Verne değil de oğlu Michel tarafından yazıldığı söyleniyor.


Hikayede Earth Chronicle'ın sahibi Mr.Smith'in bir gününe şahit oluyoruz. Mr.Smith varlıklı ve teknolojik gelişmeleri yakından takip eden bir adam. Sahip olduğu şirketin yönetimine ek olarak teknolojik araştırmalara yatırımlar yapıyor.

Bin yıl sonraki geleceği anlatan hikayeyi okurken insan ister istemez bahsi geçen teknolojileri günümüzle karşılaştırıp ne kadarı gerçekleşmiş diye düşünüyor. Ben de hikayeden aklımda kalanları karşılaştırmaya çalıştım.

●Akümülator ve transformatör: Bence hikayede bahsi geçen en büyük icat bu. Çeşitli kimyasal ve fiziksel kuvvetler arasındaki farklılıklar, eterik parçacıkların titreşim moduna bağlı olduğu söyleniyor. Bu modlar çözüldükten sonra kuvvetlerin birbirine dönüştürülebilmesi ve biri olmadan diğerinin üretilebilmesi mümkün oluyor. Akümülatörler güneş ışınlarındaki yaşam kuvvetini, evrendeki elektriği, bir şelale, akıntı ve rüzgardaki enerjiyi absorbe edip saklayabiliyor. Transformatör ise toplanan bu enerji formlarını istenilen herhangi bir forma dönüştürebiliyor. 29.yy'ın insanları bu teknolojiden her türlü faydalanıyor. Hava durumuna müdahele edebiliyorlar. Enerji sıkıntısı bulunmuyor. Günümüzde rüzgar, su ve güneşten enerji elde etmek mümkün olsada hikayedeki gibi çok yaygın değil. Maalesef biz hala petrolün peşindeyiz:( Hikayedeki sınırsız elektrik üretimi bana Tesla'yı anımsattı. 


●Telephote-Phonotelephote: Günümüzün görüntülü telefon teknolojisi böyle isimlendirilmiş hikayede. Mr.Smith bu sayede Paris'teki karısıyla görüntülü görüşme yapıp özlem gideriyor.

●Earth Chronicle: Mr.Smith'in sahibi olduğu şirket. Günümüzle karşılaştırıldığında podcast e denk geldiğini söyleyebiliriz sanırım. Şirketin verdiği hizmetlerden faydalanmak isteyenler abone olup belirli bir ücret karşılığında ilgi alanlarına göre haberleri dinleyebiliyorlar. Hikayede buna telefon gazeteciliği deniyor. Çalışanlar haberleri ses kaydı olarak kaydedip abonelere ulaştırıyor.

●Mechanical dresser: Adından da anlaşıldığı gibi hızlı bir şekilde giyinebilmenizi sağlıyor.  Ne yazık ki günümüzde icat edilmedi henüz:) Jetgillerden aşinayız bu teknolojiye:)


●Atmospheric advertising: Uçaklar ve balonlarla yapılan gökyüzü reklamları örnek verilebilir. Ama hikayedeki daha çok gökyüzü yazılarına (skywriting) benziyor. Bu yöntem ilk olarak 1922 de kullanılmış. Hikayede bahsedilen atmosferik reklamlar bulutlardan yansıyor ve bu sebeple bulutsuz gökyüzünde reklam yapılamıyor.


●Grand Alimentation Company: Mr.Smith  Büyük Beslenme Şirketi'ne abone.  Bu şirket üyelerine geniş bir ağa sahip tüpler(yiyecek boruları) aracılığıyla yemek gönderiyor. Geleceğin insanları evde yemek yapmayı bırakmış ve bu şirketin kaliteli ve çeşitli yiyeceklerini tercih ediyorlar. Günümüzün yemesepeti.com una benzetilebilir. Jetgiller'de yine benzer şekilde yemeklerini masaya sipariş veriyordu hatırlarsanız:)


● Sağlık reformları sayesinde insanın ortalama ömrü 32'den 57 ye çıkarılmış. Eğer hikayeden anladığım değer doğru ise günümüzle karşılaştırıldığında insan ömrü yine de kısalmış. Ortalama insan ömrü bazı faktörlere göre değişse de dünya ortalaması Wikipedia'da 67 olarak verilmiş.

●Ulaşım: Hikayede bahsi geçen ulaşım araçları hava aracı(air-coach), havalı tüpler( pneumatic tubes) ve hava treni(air-train). Havalı tüpler ile saatte 1000 mil yol alınabiliyor. Bu icat İstanbul trafiğinde çok işimize yarayabilirdi.


● Money transactions: Mr.Smith hesaplarını inceleyip para transferlerini kolayca yapabiliyor. Günümüzde internet Bankacılığı sayesinde bu işlemleri yapabiliyoruz.

●Titreşimle aktive olan aydınlatma sistemi: Elektrik tasarrufu amacıyla özellikle tuvaletlere yerleştirilen sensörlü aydınlatmalar buna örnek olabilir.

Teknolojik yatırımlardan faydalanmak isteyen mucitler fikirlerini Mr.Smith ile paylaşıyorlar. Uygulanamaz gerekçesiyle geri çevrilen fikirlerden anlıyoruz ki 2889 yılında renkli fotoğrafçılığın gelişmesi ile resim sanatı değerini yitiriyor. Ayrıca nezleye çare bulunamamış ve bulunamayacağı düşünülüyor. Bir kimyacı, yöntemini tam olarak anlamadığım bir teknikle, istenilen maddenin sınırsız üretilebileceğini söylüyor. Hatta insan kanı ve derisi bile! Bir şehri olduğu gibi biryerden başka bir yere taşımaktan bahseden var. Kutuplardaki buzulları eritip burayı insan yerleşimine uygun hale getirmeyi hayal edense bence çok yanlış yolda:) Bir diğer yatırım ise hayati fonksiyonların askıya alınıp insan ölümünün engellenmesi hakkında. Hikayede buna "human hibernation" deniyor. Çoğu bilimkurgu filminde gördüğümüz uzay seyahatleri sırasında astronotların kabinler içerisinde dondurulmasını anımsatıyor. 


Hikayeyi okumak isterseniz ingilizcesini aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.
http://www.gutenberg.org/ebooks/19362

Ya da buradan dinleyebilirsiniz ...


Etiketler: , , , ,