Denizatı Vadisi’nin ilk baskısı, Nota Bene yayınları
tarafından 2012’de yapılmış. Kitabın tanıtımında, Denizatı Vadisi'nin yazar Selim Erdoğan’ın ilk romanı olduğu yazıyor . İlk roman için fazla iyi değil miydi diye düşündürdü beni.
Gerçekten bir başlangıç olamayacak kadar ustaca yazılmış bir roman.
Geleceğin dünyası suç ve ceza açısından ele alınıyor. Suç,
suçlu, ceza gibi sözcüklerin ortadan kalmış olduğu bir dünyada geçiyor olay.
Bir yandan önemli kuralları ihlal etmiş olan üst düzey yönetici konumundaki bir
bilim adamının yargılanışını ve alınan karar sonucunda gönderildiği Denizatı
Vadisini aramasını, keşfetmesini anlatırken, bir yandan da sözcüklerin ortadan kalkmasının
kavramları da ortadan kaldırıp kaldırmayacağı sorgulanıyor. İlk başta ideal ve adil gibi görünen bu dünya
bir süre sonra paranoyaları besleyen, kısırdöngüsel bir distopyaya dönüşüyor.
Tartışılan ölümsüzlük konusunun dünyayı ekolojik, sosyal ve
siyasal olarak nasıl etkileyeceği, geleceğin dünyasındaki cezalandırma sistemi gibi
kitabın ana temasını oluşturan konular çok yeni olmasa da başarılı ve farklı
bir yorumla işlenmiş. Özellikle baş kahramanın Denizatı vadisine ulaşması için
bırakıldığı tüneller sistemi fazlasıyla detaylı ve başarılı bir kurgu.
Yazarın tarzını Philip K. Dick’e benzettim. Özellikle Gökteki Göz ve Mars’ta Zaman Kayması romanlarındaki paranoyak atmosferi hissettim
okurken. Benim gibi fazla empati kuran insanlar için okuması yer yer zorlayıcı
bir eser ama zorlaması sevmeme engel olmadı.
Yazarın yeni romanı "İkibinseksekdört" ü okumak yeni hedefim :)
İyi okumalar,
Not: Yazarın roman hakkında verdiği röportaja
bu linkten
ulaşabilirsiniz..
Etiketler: bilim kurgu roman, distopya, Türk bilim kurgu yazarı